Çok kıdemli bir dostumdur kendisi. En iyi o bilir içimdekileri. En güzel o dinler , en içten o paylaşır duygularımı.
Yalanı yok bir kere , kafasından ne geçiyorsa , neyi dile getirmek istiyorsa onları konuşur.
İkiyüzlü olmayı da hiç sevmez , neyse halin vaziyetin vurur yüzüne.
Ağlasan da sahip çıkar hıçkırıklarına , gülsen de tebessüm eder usulca.
Saatlerce dinler bıkmaz usanmaz, başından savmaz. Sonsuz sabrı var bütün olan bitene.
Sessizce konuşur bazen , dinlerim. Anlamasam da dinlerim , içinden çıkamasam da , anlamlandıramasam cümlerlerini
olsun sorarım kendisine , neydi bu ? diye..
Tedirgin oluyor insanlar , karanlık oluşundan. Ürküyorlar sessizliğinden.Bildikleri tek şey mavi günlerin güzelliği.
Despot kurallar edinmişler , o kadar uzaklar bu güzelliğe.
Uyku, ÖNEMLİ.
Dengen, BOZULUR.
Yarasa gibi hayat mı yaşanır.
Organlarını RAHAT BIRAK.
Vs. vs. Hayata bir bakış açısıdır, gece. Aptallar bunu bir problem olarak görse de , zeki insanlar bu güzelliğin farkındadır.
İnsanın kendisini dinlemesi , bazı şeyleri sindirmesi , düşünmesi için en ideal zamandır.
Dengesi bozuk insanlar tabiki bunun bilincinde olamaz.günlük hayatlarına en önemli kararları sıkıştırırlar. Alel acele,
tamam ya mevzu bu diye kestirip atılmış kararlardan başka bir şey çıkmaz ortaya.
Yarasa gibi hayat mı yaşanır diyerek ahkam kesmeyi çok iyi bildikleri halde kimsenin fark edemediği noktaları
aslında bir yarasanın çok rahat gördüğünü bilmezler. Gün boyu yerler içerler , olan biten zulmü inşa ederler ama asıl mevzu
uyurken organlar dinlenir. Yemiyeceksin kıtlıktan çıkmış gibi , organların gündüzde dinlenir.
En iyi tanıktır, gece. Yaşananlara, yaşanmışlıklarıma.Bordo rujlu bir kadın , yavaşça içiyor sigarasını. Dudaklarından çehresine
sonra semaya doğru hüzünle dağılan dumanı seyre dalar. Bir tek ona karşı budamıyorum dilimin dikenlerini.
Velev ki bazı zamanlar cevaplarımın hadsizliği damarlarımın boyuna raştlaşmayacak kadar kibirli. Buna rağmen aziz bedeni çirkinliğime
aldırmıyor.Ucube sırlarımı döküyorum kucağına , sefiliz diyor galatanın rıhtımında. Çoktan az , azdan çok sinirleniyor ama kaderin
şuursuzluğuna veriyor. bazen raksla cebelleşiyor kulağıma aşina melodiler. O zaman tahriş ederek yoruyor cildini. Benimle beraber
soluğu kağıtlarda alıyor , kalem resmediyor yaşananları , izliyoruz uzaktan. yorgun ve cılız gözlerimizle.
Bazen kabahatlerimi aldığımda karşımıza , kamburu bir düzlüğü terketsede sesini çıkarmıyor.
çehremde ki yamuk çizgiler bir tek geceye sırra kalem basabiliyor ve de çatık kaşlarım.
Böyle bir dostun yanında olmak varken arafta kalmayı tercih ediyorsunuz. Siz de haklısınız , arafta kalmak sebat etmekten daha şatafatlı , evet. Oysa onun var oluşuna düşkün ve kibirli bir duruşum var. Şimdi sökün sökebilirseniz geceye sebat edişimi !