Bakın bayım, sizden bir beklentim var. Ürkmeyin, korkabileceğiniz kadar büyük şeyler istemiyorum.
Sadece başımı göğsünüze yasladığım da siz elinizle yüzümü çevirmelisiniz. Sevgiyle beni tüm kötülüklerden saklamalısınız. Dudaklarınızla kötü sözlerden, gölgenizle kötü insanlardan ve nefsinizle günahlardan.
Düşündürmüştü adamı bu cümleler.Biraz duraksadıktan sonra seslendi adam.Seni uzaktan seviyorum.Yakınlaşmadan, anlatmadan, anlaşılmadan.Şimdiki sevgilerin etrafını beklentiler
kaplamış.Bense seni hiç bir şey ummadan, bir istekte bulunmadan seviyorum.Seninle paylaştığım en güzel sır bu , sessiz sedasız seviyorum. Belki bir mum alevi gibi.
Bölündü cümleler kadının yutkunuşuyla. Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti kadın.
Bakın bayım, "Sırf yanmaya devam etsin diye geceleri gündüze yeğliyorum. Lakin ateş bu düştüğü yeri yakar. Yakma beni."Sevginiz benden bile güzel olmalı, benden bile özel. Bu sırrı kimse bilmiyor, bilmeside gerekmiyor.Beni iyi dinleyin bayım.İyi kavrayın kelimelerimi , çünkü bazı anlamlar kelimelere yetmiyor.Sizin gibi bir adam büyük lüks.Ne size sahip olmanın derdindeyim, ne de kendimi kanıtlamak.Sadece tek derdim sıcak bir kalp. Anlatmak değil derdim , sadece paylaşmak kelimeleri.
Adam fazla duygulanmıştı, baktı usulca kadına. Gözlerinde ki dinginlik , sesinde ki samimiyet kendine getirmişti onu.Dolunayı seyrederek devam etti adam.
Ben senin ismini, benliğini, dürüstlüğünü tutuyorum kalbimde birde ruhumda. Söylediğin gibi ürkmüyorum senden. Kaygılarını biliyorum , yalnızlıklarını, kırgınlıklarını, hırsını ve inadını da. Henüz bazılarını gözlerimle görmemiş olsam da. Ne bir ödül verdin bana ne bir ceza. Cennetini de yaşadım , cehennemini de. Seni olduğun gibi sevdim ben.
Kadın mutlu olmuştu işittiklerinden, ona bakınca hissettiklerinden.Son melodilerini dinliyordu o an.
Devam etti kadın.
Bakın bayım, ben sizi olduğunuz gibi kabul ediyorum. Değiştirmeye çalışmadan. Neden biliyor musunuz? Artık ben sizde huzur buluyorum.Bana olan sevginizi hissettikçe,huzurla doluyorum.
Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum. İnsanlığın belli serüvenini takip ediyoruz her birimiz.
Tıpkı bir labirent gibi yaşam boyunca farklı yükseklikte duvarlar çıkıyor karşımıza.
Yalanı , samimiyeti, ihaneti , dürüstlüğü, adamlığı, karaktersizliği , yokluğu ve birde zenginliği.
Hepsiyle hayatımız boyunca karşılaşıyoruz. Size kesinlikle söylemeliyim , sizde ki samimiyeti ,
dürüstlüğü adamlığı gördüğüm sürece zenginliğiniz çok mühim değil. Şanslı olduğunuzu belirtmek isterim , çünkü yokluk başlı başına kapınızı çaldığında, kapının ardında iki kişi duracağız. Siz hiç merak etmeyin.Size bir ödül veremediğimi söylemiştim ya hani ,kabul buyursanız kalbimi bahşetmek isterim.Bilmelisiniz ki aynı gökyüzünün altında yaşadığımız sürece, gözlerimizi aynı güneşe açıp, dolunayı birlikte izlediğimiz gecelerdeyanı başınızda olacağım.
Adam anlamıştı kadının derdini. Derman olmuştu ona. Kadın ise mutluydu,
çünkü artık düşünceden ibaret değildi adam. Kanlı canlı karşısındaydı. Uzanmıştı kadının dizine.
Tebessüm edişi küçük bir çocuğun beklentisiz mutluluğundan ibaretti.Kadın önce kirpiklerine dokundu adamın.Fazla muazzam gözüküyordu.Sonra sakallarını sevdi. En çok masumiyetini sevmişti adamın. VE kadın sadece sevdi , sadece sevdiğinden anlatıyordu tüm bunları. İnsanlar yazıyor sandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder